24 Aralık 2019 Salı

YENİ YIL KARARLARI



Her sene insanlar yeni yıla yeni başlangıçlar yaparak girmek isterler. Ben de ilk kez bu yıl kendime  yeni hedefler koyayım, geçen senelerde gerçekleştiremediğim liste maddelerini de yineleyeyim dedim.





Belki size de ilham verir benim listem belki siz de  yorumlara katılıp listeye yeni ekler yaparsınız. Başlıyorum ;

1- Satın almama yılı

Bu sene sadece hayatta kalmak için asgari düzeyde  ürün satın alacağım. Makyaj malzemesi, parfüm, kozmetik almayacağım. elektronik bir eşya görüp onu alacağım demeyeceğim. Almama yılımın nedeni hayatın gereksiz pahalılaşması.Vergilerin gereksiz yükselmesi. Maaşa verdiğimiz vergi yanında kdv ödemek. Paranın değersizleşmesi.Mutluluğu alışverişte değil üretmekte aramak istediğim için alışverişi asgari düzeye çekeceğim.




2- Bisiklet öğren.

Aslında geçen sene bisiklet aldım ama bir türlü öğrenemedim. öğrenip bu sene işe bisikletle gidip gelme hedefim var.




Geçen sene bisikletimi aldım bu sonbaharda iki ayrı arkadaş ile binmeyi denedim. Hatta sırf bunun için couchsurfingden ülkeyi bisikletle geçen bir turisti misafir ettim. 

3- Şekle gir.

Aslında geçen sene aralıklı oruca başladım 7 kg verdim. Sonra sigara bırakıp 3 kg geri aldım. Hala 4 kg vermiş haldeyim. Ama  hala vermem gereken 15 kg var.


 Aralıklı oruca hala devam ediyorum çok düzgün yemek seçimleri yapmıyor, masa başı işimde  tüm gün oturuyorum. Şekle gir maddesi hem  iyi yemek yeme hem de spora başlamak manasına geliyor. Spor kısmını diğer maddelerde daha detaylı anlatırım. Artık 2 öğün besleniyorum o yüzden kahvaltı malzemeleri almıyorum. Peynir var ama şarap yanında yemek için. Sebzeleri evimin önünde kurulan pazardan alıyorum.   Hafta sonu bir saat ayırıp hafta içinin yemeklerini önceden hazırladığımda daha sağlıklı beslendiğimi fark ettim. Tansiyon sorunum olduğu için tuzsuz yemek de diğer bir hedefim.

4- Meditasyona başla.

Yüksek tansiyon problemim var ve farkettim ki meditasyon yaptığım zaman tansiyonum düşüyor. Başka bir çok etkisi varmış bana lazım olan  tansiyon düşürücü etkisi.




5- Yogaya başla.
Daha evvelden kendi başıma yoga yaptığım oldu. Bu sene bir youtuberı takip ederek düzenli yoga yapmaya karar verdim. Milyonlarca takipçisi var  2012 den beri kanalı var. Belki bana verdiği gibi size de ilham verir.

01 ocakta yeni bir  30 günlük motivasyon serisine başlıyor. Belki siz de benimle beraber bu seriye başlarsınız. Başladığınızı yorumlara yazarak haber verirseniz sevinirim.

6- Yatmadan önce  kitap oku.

Yatmadan önce en az  20 sayfa kitap okumayı alışkanlık haline getirme hedefim var. Kindle olur muhtemelen yatakta ışık  açık olmadan da okunabiliyor.

https://www.amazon.com/dp/B07CXG6C9W?ref=ods_ucc_eink_pprwhite_rc_nd_ucc

7- Sosyalleş.

Son birkaç senedir çok içime kapandım evden dışarı çıkmadım. Sevdiğim insanlara daha çok valkit ayırıp, yeni insanları da hayatıma katmak istiyorum. (her ay bir yeni insan ile tanışır isem yıl sonunda 12 insan eder bunların bir kısmını çeşitli nedenler ile elesem bile 3-4 insan kazanabilmek hedefim olsun)

8-Günübirlik gezilere çık.

Malesef cumartesi de tüm gün çalıştığım için seyahat etmeye vaktim olmuyor. En azından, ayda bir pazarı  yakın yerlere gezilere gitmek için ayırabilirim. Bu şehir içinde müzeleri keşfetme bile olabilir.

9- Hobilerini kariyere dönüştür.

Bir youtube kanalımız var belki başka kanallarda açarak bunu bir kariyere çevirebiliriz. (buraya detay yazmıyorum fikirlerimi çalmayın :P) İki sebe evvel açtık  sabun fabrikasını . Para kazanma seviyesine gelmesine az kaldı. Belki 5 sene sonra bize ek gelir getiren bir kanal olur.






10- Sosyal medyada daha az zaman harca.

Gün içinde zaten  hep bilgisayar başındayım evde iken belki telefonu uçak moduna alabilirim.

11- Hobilerine zaman ayır.

Haftada bir tane takı yap, karakalem resim yap.  (korkma linke tıkla ve bana soru sor)


12-  Evde düzenli ol. Düzenli temizlik yap.

Her gün yarım saat ev toplasan ev dağılmaz. (iki kedili ev benimki , arkasını topladığım koca ve çocuklar yok) Marie Kondo 'dan biraz ilham aldım geçen sene bir sürü kutu aldım. Fazla eşyalarımı verdim, bağışladım. Kullandıklarımı da ikea kutularına doldurmaya başladım. Eskisine göre eyep toplu artık ev.




 En büyük yardımcım robot süpürgem  ile artık hayatım çok daha kolay. Pazar günü tek tatil günüm ve genelde temizliği  pazara erteleyip, tatil günümü yorucu temizlik gününe çeviriyordum. Bu yüzden  ufak tefek ev toplama  işlerini akşamları yapmaya başladım. Ütüleri biriktirmemeye başladım. Ütüye ihtiyaç duymayan giysileri daha çok giyer oldum. Duşa girip bulaşık sabunu ile duş kabininin camlarını fırçalamaya başladım. Kireç lekesini bulaşık sabunu geçiriyormuş. Robot süpürge evin hep temiz kalmasını sağlıyor gün içinde evi dolaşıp süpürüyor. Kablolara takılmaması için mecburen evi toplama başladım.



Benimki kedili bir ev . Bir ev eşyasının aldığımdan beri hergün tatmin dygusu yaşatması inanılmaz.

Kanala çekinmeyin abone olun kedilerimle tanışın;)


13- Kitap yazmaya/günlük tutmaya başla
Yaptığımız sabunlara dair tarifleri belki pdf formatında kitaba dönüştürüp cüzi ücret ile satışa sunabiliriz . Tabi önce yazmaya başlamak lazım ;)


14- Udemy ya da benzer yerden online ders al.
Aslında satın alıp tamamlamadığım bir yoga dersim var ilginizi çeker ise siz de bir gözatın.




15- Daha çok hareket et.

10 bin adım at işe yürü ya da bisiklete bin. Xiaomi  mi band 4 bilekliğim var bu sene en az 10 bin adım hedefi koyuyorum kendime. Malesef  farkına vardım ki günde  2-3 bin adım anca atıyormuşum.




16- Günde bir kadeh kırmızı şarap iç ve haftada bir gün koş

Artık 40 yaşını devirmiş menopoza yaklaşan bir birey olarak kemik sağlığımı önemsemem gerekiyor. Az ama düzenli şarap içmek hem kalbi koruyor hem de  kemikleri koruyormuş. Kemik ve kasları diğer koruma olu ise koşmak ve direnç egzersizleri yapmak imiş.


28 Şubat 2018 Çarşamba

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ, TACİZ VE TECAVÜZ (me too)


Ülkemizde ve dünyada   kadına karşı yapılan cinsiyet eşitliği, taciz tecavüz vakaaları eskisi gibi saklanmıyor. Artık gün yüzüne çıkıyor. Eskiden bu tip olaylarda suçu olmadığı halde kadınlar utanır, suçluluk duyar kimseye anlatamazlardı. Şimdi  ortaya çıkıp dava açıyorlar . Böylece bizim de bu durumdan en azından istatistiki bilgi düzeyinde bile olsa haberimiz oluyor.

İnternet ve medyanın dünyayı küçültmesi ile Amerika'da kelebek kanat çırpıyor Türkiye'de de etkisi hissediliyor.
Harwey Weistein davası ile hollywood ünlüleri öne çıkmaya ve ben de tacize uğradım diyerek başlarına gelenleri anlatmaya başladılar. Burada önemli olan şey sanırım benzer  şekilde diğer ülkelerde de insanların öne çıkması oldu. 

Me too ,bu terim ilk olarak Tarana Burke tarafından kullanıldı. Alyssa Milano tarafından ' sorunun büyüklüğünü hissettirmek için'' tweet etmeye teşvik edilince popülerleşti.

Milyonlarca insan hastag olarak ''me too'' yu kullandı.Twitter da bir çok  ünlüden gelen (Gwyneth Paltrow, Ashley Judd, Jennifer Lawrence, Uma Thurman vs) birçok cinsel şiddet hikayesi paylaşıldı.

Netflix Türkiye bu ay iki belgesel ekledi.İlki Seeing Allred isimli Kadın hakları avukatı Gloria Allred'in hayatına ile ilgiliydi. Hem aldığı taciz ve tecavüz davalarına yer verilmişti. Hem de Gloria Allred in kendi yaşamında uğradığı tecavüz ve tecavüzcüsünden hamile kalmasına değinilmişti.



Diğer belgesel ise bir  best modelin Linor Abargil'in tecavüz sonrası  yaşamını belgeliyordu.
Linor Abargil Best model yarışmasından iki hafta evvel Roma'da  arap asıllı biri tarafından tecavüze uğramış. Çok ciddi bir adalet mücadelesi sonucu tecavüzcüsünü hapse attırabilmiş bir kadın. Sonrasında avukat olmuş. Hala tecavüz mağdurları ile beraber çalışıyor.


Bundan bir kaç sene evvel ekşisözlük'te bir başlık açılmış idi. https://eksisozluk.com/bir-turk-kadininin-taciz-gunlugu--4353048  ilk entry tarihi 2014 imiş. Birçok kadın  yaşadığı deneyimleri anlatırken erkekler ise  yok sayıp normalleştirme eğiliminde yorumlar yapıyorlardı.
Türkiye'de resmi rakamlarda da  cinsel taciz nedeniyle açılan davaların sayısı korkutucu boyutlara ulaşmış durumda.

“TÜİK acı tabloya dair resmi rakamı açıkladı. Türkiye’de 2006 yılında cinsel taciz suçlamasıyla açılan dava sayısı 3 bin 649’dur. 2015 yılında, cinsel taciz suçlamasıyla açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 400’lük bir artışla 13 bin 619’a yükselmiştir. Yine 2006 yılında çocukların cinsel istismarı nedeniyle açılan dava sayısı 2 bin 414 olarak açıklanırken, 2015 yılında ise aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 700’lük bir artışla 16 bin 957’ye yükselmiştir.”
Cinsiyet eşitsizliği sadece sokakta yüzümüze vurulmuyor maaş hesaplarımızda da karşımıza çıkıyor.

Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre, yüksek öğretim mezunu düzeyinde bir kadın çalışanın ortalama yıllık ortalama esas iş geliri, aynı eğitim düzeyinde bir erkek çalışanın yıllık ortalama esas iş gelirinden %1,3 oranında düşük gerçekleşirken, bu farkın en fazla olduğu eğitim düzeyi %1,8 ile lise altı oldu. 


Siyasette de benzer bir tablo karşımıza çıkıyor. Nüfusun  %49,8’ini kadın nüfus ve temsil edilme oranımız  başarı gibi gösterilebiliyor.%40 ın altındaki her rakam başarısızlıktır.

Kadınlar siyasi alanda erkeklere göre daha az yer aldı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili oranı 1935 yılında %4,5 iken, 80 yıl sonra bu oran %14,7'ye yükseldi. Ülke karşılaştırmalarına bakıldığında, Avrupa’da 2014 yılında kadın milletvekili oranının en yüksek olduğu ülkeler; %45 ile İsveç ve %42,5 ile Finlandiya oldu.
Türkiye’de bakan sayısı 2015 yılında 27 olup bunların sadece %7,4’ü kadındır. Ülke karşılaştırmalarına bakıldığında 2013 yılında Avrupa’da kadın bakan oranının en yüksek olduğu ülkeler; %54,2 ile İsveç ve %50 ile Norveç oldu.
Ülkemizde belediye başkanı kadın oranı 2009 yılında %0,9 iken, 2014 yılında %2,9 oldu. Belediye meclisi üyesi kadın oranı ise 2009 yılında %4,2 iken bu oran 2014 yılında %10,7’ye yükseldi.


Cinsiyet eşitsizliği dünya ülkelerinin en büyük sorunlarından biri. Kadını mutsuz olan bir ülke refaha kavuşamaz. Kadını eğitimsiz olan ülkenin çocukları yetersiz kalacaktır. Dünya globalleşiyor denmişti artık dünya küçük bir köy. Dünyaya , dünyadaki ticarete uyum sağlamak  istiyorsak yani dünyada söz hakkı istiyorsak kadınları yok sayamayız.


30 Mayıs 2017 Salı

BİR EVİ BAŞTAN YARATMAK

Merhaba

Uzun zamandır bloğa bir şeyler yazmıyordum. Yazmaya değer bir şeyler yoktu belki de...

Son 6 haftadır evde tadilatla uğraşıyordum. Benzer deneyimleri yaşayan ülkemizde ve dünyada bir çok insan var. Evlerini seviyorlar, konumları, katları iyi. ''Eskidi bu satayım'' diyemiyorlar . Lakin ev eskiyor. Çoğu insan eskiyi satıp yeni evler almayı tercih ediyor. Bütçeleri istedikleri konuma müsade etmediğinde ise şehirden daha uzağa gidiyorlar. Evini seven ise  tüm tesisatı ve  banyo tuvaleti yeniliyor. Ben evimin ulaşım kolaylığını, güneş almasını , sitemdeki ortamı seviyorum. Yenilemeyi seçtim.

Size  kendi evimdeki tadilatı aşamaları  ile anlatmaya çalışacağım. Aşağı yukarı 40.000 tl bir bütçe nelere dikkat etmeniz nerelerden yardım almanız gerektiğinin altını çizmeye çalışacağım.


Ben şanslıydım işe başlarken. Çünkü ne nereye nasıl konacak, planlayıp, çizen, fikir veren, pratik öneriler veren bir mimar arkadaşım yanımdaydı. Buradan Meltem Mimarsinanoğlu Şarman'a teşekkürü borç bilirim.







İlk önce planlama ile başladık elimizde çizimler vardı ne nereye konacak biliyorduk. İkinci aşama bu işleri kim yapacak sorusuna cevap bulmak idi. 3 farklı kişi ve kurumdan  fiyat teklifi aldık. İlk teklif 11 bin liraydı tesisat elektrik ve fayans işçiliğini kırma ve yapmayı kapsıyordu. İkinci teklif bir kurumdan idi hem bize malzeme satacak hem de işçilik verecekti 16 bin lira dediler 8 bin lirası işçilik idi. son teklif 5500 tl idi.Ekstralar ile biz 6000tl ödedik. (tadilat bu en ucuz ile 35 gün sürdü) En ucuzu seçmemizin negatif tek yanı sürenin uzaması idi. Şansımıza seçtiğimiz usta işinin erbabı çıktı. Bizim düşünmediklerimizi o düşündü yaptı.


İkinci bulmamız gereken usta marangoz idi dolaplar yapılacak kapılar değişecek idi. Malzemede alman blum markasının menteşe ve çekmeceleri kullanılacaktı. Marangoz için tek kişi ile görüştük referansı mimarımız idi.  Marangozun yaptığı işlerin içinde mutfak dolabı, küçük odaya bir gömme dolap ve  6 kapı vardı  yaklaşık 11.000tl tuttu.












İlk çizimlerin üstünde ufak değişiklikler  yapıldı dolap tip ve boyu değişti.













Mutfak için iki önemli seçim daha yapmalıydık. Tezgah malzemesine karar verecektik.Eski tezgahım afyon şeker mermeri idi. Muğla'daki evimizde ise granit kullanmıştık. Bu defa hem güzel görünüş hem de hijyen nedeniyle  belenco marka quartz tezgah seçtim. metretül fiyatı 450 tl gibi bir rakama geliyor. Tezgah renginde grey montana isimli gri rengi seçtim. Gri ve beyaz seçimlerim üzerinden gidiyordum. Alışılmış olan beyazı istemedim. Simli allı güllü şeylerde istemedim. Pembe sıçan kadınlardan olamadım gitti :P Simli, ayna kırıklı, camlı, deniz kabuklu modeller vardı. Ben olabildiğince düz bir gri istedim.


En zorlandığım kısım ise tezgah arasındaki seramik seçme kısmı idi. Belenco tezgahın malzeme ve renginden bir tezgah arası fiyatı ikiye katlamak demekti. Daha ucuz ve orjinal bir model arayışına girdim. Klasik  subway tile denen beyaz fayanslarıda düşündüm ama o modeli  country tarz mutfaklarda kullanıyorlardı. Ben daha modern hatlar istiyordum. Parıltılı renklerden ise bien seramik beton bianco serisinde karar kıldım. Gri tezgahım ile en uyumlu, farklı ve zamansız üstelik de diğer tezgah arası ürünlerden çok daha ucuz ama gösterişli bir malzemeydi.Tezgah arası bana 350 tl gibi bir rakama geldi)



Çizimler ve ustalar oluşunca beyaz eşya kısmını araştırmaya başladık. Ankastre set , bulaşık makinası ve buzdolabı alacaktık. 20 seneyi devirmiş emektar eşyalarımız da bu aşamada  değiştiriyorduk. Peşin almaya karar verdik ötv indirimlerinden yararlanalım dedik. 31  mart 2017 de kombi tipi buzdolabı, tam entegre bulaşık makinası ve ankastre seti  6600 liraya bosch marka ürünlerden aldık.Garanti uzatmalar ile bize  7100 tl ye patladı bu alışveriş.  Önce siyah ankastreler alıp sonra beyaz ile değiştirdim. Mutfağımın alanı oldukça küçük idi beyaz renk dolaplarda siyah ankastreler alanı çok bölüp olduğundan küçük gösterecekti. Doğru bir karar vermişim.


Yıkım başlamadan almak istediğim fayansların renk ve markalarını belirlemiştim. Bu aşamada renklere ve fayans tiplerine karar verirken pinterestde albümler oluşturmak çok işime yaradı.O kadar çok resim bakmıştım ki artık kafamda ne istediğim canlanıyordu. Gri  beton dokular ile ahşap desenli fayanslar favorim olmuştu. Banyo için de ayrı bir pinterest sayfası oluşturmuştum.


Duşakabin firması ararken de Ankara menşeili Carriera firmasını buldum. parekende satışları yoktu bayileri aracılığı ile sipariş verdim 6 ve 8mm demperli camdan teknesiz duşakabin oldu. 120x80cm boyutlarda 190cm yükseklikte kabin montaj dahil 1600 tl tuttu.


Sonra rüzgarlıda gezinmeye başladık. Aslında birbirinin benzeri ürünler vardı her dükkanda. Kafamdaki resimlere uygun ürünleri iki markadan bulabildim. Mutfak yer ve tezgah arasını Bien seramikten, banyo duvar yer ve ahşap desenli seramiği ise çanakkale seramikte buldum.


Mimar arkadaşımın tavsiyesi ile banyo dolaplarını yaptırmayıp hazır almaya karar verdim.Banyo dolaplarım için ikea'nın godmorgon serisini kullandım. (3300 tl gibi bir rakama geldi) çamaşır makinesı dolabı olmadan o da 300 tl gibi bir şeye geldi.


Mutfak masasında ve taburelerinde ikeanın  duvara monte masasını ve ucuz taburelerini seçtik.


Lavabo seçerken ikeanın bir videosundan etkilendim. Aynı video yüzünden lavabomun alt çekmecesi çöp ve deterjan çekmecesi oldu.



Eviye ve bataryayı ikeadan aldım.

Tüm bu süreçte neler öğrendiğime gelince;


1- Bir bilene danışmak en önemli şey imiş.Bir mimardan fikir alın bunun için bütçe ayırın. inşaat işi mobilya değiştirmek gibi değil akıllı öneriler hayatınızı  o evde belki 20-30 sene kolaylaştıracak. Bir mimarın tavsiyeleri size çok kullanışlı fikirler veriyor , alanı çok güzel kullanmanızı sağlıyorlar.


2- Derz renginde koyu rengi seçmek her zaman daha iyi sonuç veriyor. Özellikle gri tonları çok başarılı. Mutfak ve koridor  fayans arasında açık renk kullandım evdeki inşaata dair tek pişmanlığım da bu seçimim oldu.


3- Komşularınızın insanların zevklerine bakarak kendi fikirlerinizi oluşturmayın. Risk alın orjinal ve yeni fikirler denemekten kaçınmayın. Dünyadaki insanlar ne yapıyor haberdar olun. Pinterest bu açıdan çok faydalı.


4- Bir alanın estetik görünüşü kadar temizlik kolaylığı, hijyeni  önemli. Modası geçmeyecek seçimler yapmaya gayret edin.


5- Renklerin etkilerini öğrenin. Mesela ben gri ve beyaz gibi renkleri seçerken nötr ve zamansız renkler olduğu için seçtim. Aksesuarlar ile dilediğiniz renkli havayı yaratmak kolay. Renkli havlular paspaslar ile gri bir banyo bile cıvıl cıvıl olabilir. Beyaz- gri mutfakta  renkli tencere ve çaydanlıklar  asacağınız bir tablo bile renk verebilir.


6- Ne kadar çok dolap o kadar derli toplu bir ev demekmiş


7- Marie Kondo'nun videolarına bir gözatın. Japon minyon kadın ev düzenlemenin kitabını yazmış.


8- Aydınlatma çok önemli imiş. Led aydınlatmalar hem sıcak bir güneş ışığı etkisi yaratıyor hem de  enerji tasarruflu ampullerin yarısı kadar enerji harcıyormuş.  Aydınlatmalarım için mutfak koridor ve küçük odamda ikea ranarp serisinden faydalandım. (aydınlatmanın tamamı tezgah arası ledlerle 1500tl civarı idi)Tchibo 'dan tezgah altı ledler ve buzdolabına astığım kara tahtayı aldım.  sadece mutfak banyo değil tüm evin aydınlatması led oldu. Buzdolabı değişikliği ve ledler ile  100 tl civarı gelen  elektrik faturam 76 tl ye düştü. gelecek aylarda bu düşüşün artmasını bekliyorum. inşaat sonrası çamaşır ve bulaşık makinası süpürge deli gibi çalıştı. ilerdeki faturalar için buraya eklemeler yaparım.


Sonuç nasıl mı oldu?


işte böyle ;


önce ;

 sonra ;







mutfak için ise bu videoya bakabilirsiniz;





Banyo için ise  bu videoya bakabilirsiniz ;








 detaylı resimler için ise instagram adresime göz atabilirsiniz.



Son olarak evde salonda ahşap parkeler vardı onları zımparalama ve cilalama için de internetten ilk çıkan kişiyi buldum  350 liraya yaptılar güzel de oldu.


Salon ve odalarda yine ikea led aydınlatmalar kullandım. Salondaki yemek masasının üstüne bir lamba ortalandı asıldı. Aydınlatma düğmeleride  ayarlanabilir dimmer seçildi. böylece odaya ister loş ister aydınlık hava verilebiliyor. Aynı sistemi oturma odası ve yatak odası için de kullandım.


Salon ve odalarda klasik renk boyalar seçtim. Çakıltaşı mutfak koridor ve bir küçük oda için, Damla sakızı ve bir tür turuncu yatak odam için, salon için ise ıslak kum ve kesekağıdına benzer bir kahve tonu kullandım.








Son olarak eklemek istediğim komşularımız çok anlayışlı idiler pisliğe gürültüye hepimiz yaptırıyoruz olur bir aylık çile dediler bizimle katlandılar. Tüm bu inşaat sırasında ev yaşanılır bir yer değildi. Kedilerime  Gül Çalışır Açan baktı neredeyse iki ay boyunca. Bizi ise Deniz Kıratlı evinde misafir etti ,kendisi annesinde yaşadı evini bize bırakıp gitti.Bu insanlar destek ve anlayışları olmasa çekilir bir süreç değildi. toz içinde bir ev  tuvalet banyo yok su yok. Bu işe girişeceklere şimdiden  sabır ve kolaylıklar diliyorum.



İhtiyacı olanlar için şuraya da ustaların  iletişim numaralarını bırakıyorum.




Ankara için Fayans ustası Şinasi Gürsoy  tel: 0532 504 44 66
(elektrik , tesisat boya işlerinden de anlar)

Ankara için  Marangoz Satılmış Külçe tel :0543 460 45 27





1 Nisan 2016 Cuma

PROZAC GÜNLÜĞÜ

pmdd için yani `premenstrual disforik bozukluk` için 20mg olanını doktorların verdiği ilaç. kullanımı ise regl den 14 gün önce her sabah alınır regl başlayana kadar devam edilir regl başlayınca ara verilir ve yine bir sonraki pmdd krizi öncesi 14 gün alınır. bir deneyeceğim bakalım ağlama krizlerimi çözebiliyorsa ömür boyu bir beraberlik kurabiliriz.

 http://www.pmscomfort.com/pms-pmdd-symptoms/prozac-sarafem-zoloft-pmdd-medication-drugs-for-pms.aspx http://www.dailymail.co.uk/health/article-4299/Can-Prozac-beat-PMS.html 09/11/2014


edit: 4. gün ilk gün hissettiğim iştahsızlık hala devam ediyor ama yemek yemeğe çalışıyorum. susuzluk o kadar çok değil ama yine var. ilk gün feci baş ağrıları da vardı o şimdi yok. çevremdeki insanlar aşırı sinirli de ben sakinmişim gibi geliyor. kendimi gülümserken yakalıyorum nedensiz. enerji düzeyim arttı ama regl bitti diye olabilir ondan emin değilim. sadece evi toplamaya başladım o biraz acayip geliyor. film izlemek zor geliyor. odaklanamıyorum. iş yerinde daha verimli gibiyim bugün tüm yapmam gerekenleri yapıp yarına ertelemedim.

 5. gün ; kahvaltı etmeden evden dışarı çıkmazdım ama iştah hiç yoktu çantama eti formlar kuruyemişler attım. orgazm olduktan sonra engel olamadığım bir gülümseme yayılırdı yüzüme şimdi hep o gülümseme suratımda. hala takıntı yaptığım şeyleri düşünebiliyorum ama sinirlenmiyorum. işte çok daha iyi olduğum söylenilebilir. evde o kadar iyi değilim. daha çok uyuyorum.

 8. gün; kahvaltı etmek giderek zorlaştı iki gündür meyva yiyorum kahvaltı yerine. bugün sinirlendim iş yerinde, istifayı düşündüm , haksızlığa uğradığımı düşündüm. hala sinirlenip üzülebiliyorum ama gözlerim dolu dolu olmadı. mantığımı kullanabiliyorum. uğradığım haksızlığın nedeni patronun zam vermemek için her sene yaptığı mobbing olduğunun farkındayım.

 11. gün: iştahsızlığın garipliğini daha az hissediyorum yemeye başladığımda doymuyor yemek olmayınca acıkmıyorum. modum pms de gibi huzursuz. feci sıkılıyorum her şeyden uzun süre odaklanamıyor yada boş duramıyorum. fertile dönemde pms de gibi hiç hissetmemiştim. tuhaf geliyor mutsuz yada mutlu değilim ama huzursuzum. uykumda yok ve normalden az uyumaya başladım ilaçtan değil başka nedenlerden ortalama uıyku sürem 1-2 saat azaldı.

 12. gün: artık ağız tadı değişikliğimi farketmiyorum yemekler daha çok ilgimi çekmeye başladı. kilo vermem durdu. bu süreçtae olduğum idrar yolu enfeksiyonu ve fazla sıvı atımı ile alakası olabilir bu durumun. iki gündür feci sıkılıyorum bu arada. eskiden bir şey bulur öğrenirdim. nedense merak edecek öğrenecek bir şey aklıma gelmiyor. meşguliyet için bir arkadaşımın ev arayışına ilanlara bakarak katılıyorum. şansıma işte de acayip sakin sıkıcı ve boş günlere denk geldim.

 18. gün ; iştahım yeniden yok olur gibi bu iştahsızlığı fırsat bilip sigarayı bıraktım. 10 kasımda 71,6 kg iken bugün 67,5 kg yum (4 kilo vermişim) geceleri dişlerimi sıkmaya başladım. dizileri odaklanıp izleyemiyorum. boş durmak batıyor beni çalışkan bir hale getirdi. çok canlı rüyalar görüyorum. rüyamda kardeşimin eşinin öldüğünü gördüm aradığımda karaciğer enzimlerinin yükseldiğini o yüzden telaşlı olduğunu söyleyip malum olmuş dedi. geceleri uyanır oldum erken yatıyor sonra gecenin bir vakti uyanıyorum.

 22. gün: mutlu hissediyorum kilo verme devam ediyor yeniden merak edip öğrenmeye başladım. pms etkileri gözükmüyor. geceleri çok terliyorum nedeni hipoglisemi imiş bir şeyler atıştırmaya çalışacağım. 67,3 kg yum. 24. gün: kilo verme devam ediyor arada sıcak basıyor terliyorum.

 24. günde 66,4 kg olmuşum yani 24 günde 5,2 kg vermeme neden olmuş. pms etkisi yaşamıyorum. ne baş ağrısı ne sinirlilik. genel olarak iyi hissediyorum. kahkaha atabilir hale geldim. madem kilo veriyorum diyerek sigarayıda bıraktım az biraz iştah açar diye ama açmadı. bu arada antidepresan kullanırken sigara bırakmak çok daha kolaymış. hem güzel kokuyor hem kilo veriyorum üstelik gülümsüyorum. şimdilik işler yolunda. bakalım bırakma zamanı gelince de bu kadar kolay mı olacak her şey.

 26. gün: ne pms var ne regl sanırım regl geçikmesi yapabiliyor. stres yok sakinlik doruklarda stabil ruh hali.

 28. gün: normalde 25 gün olan regl döngüm 28 e uzadı. normalde regl öncesi başım ağrırdı ama başım ağrımadı bu defa. 67 kg gördüm bu sabah tartıda sanırım regl şişkinliği sus tutması yüzünden.

 32. gün : tartıda 66,2 kg gördüm pms yaşamadan bir regl yaşadım. ruh halim daha stabil. dün babam belki yeniden anjiyo olabilirim dedi normalde korkup endişelenirdim ama endişelenmedim. uyku yine dengesiz ve bol rüya görüyorum. başladığımdan beri 5,4 kg vermişim.


 researchers at mclean hospital in belmont massachusetts speculated that prozac weight loss is a function of the patient's baseline weight. they tested depressed patients over a six-month period. each patient took between 20 and 80 mg of prozac. lead author m.h. orzack reported that while all subjects experienced decreased depression, overweight patients were the only ones who lost weight. patients at their ideal weight actually gained an average of 4.4 lbs., while underweight patients did not show any significant trends. "psychopharmocology bulletin" published the study in 1990.


 depresyonla alınan kiloları vermeye yarıyor sanırım prozac.


 42. gün edit: 66,1 kg gördüm tartıda bu ay geçen ayki gibi hızla kilo vermiyorum. dün sinirlenip hıçkırarak ağlayabildim. yani bir şey hissetmez falan değilim sadece eskisi kadar yoğun tepki vermiyorum. nispeten daha stabilim. spora başlamak istedim ama grip olduğum için henüz başlayamadım. duygusal ilişkileri 3 hafta sürdüremiyor pms de insan terk ediyordum 29 ekimden beri süren bir ilişkim var. beklenti düzeyim daha düşük ve daha stabil ruh halim olduğu için partner bu durumdan mutlu gibi.


 46. gün edit: 66,00 kg gördüm tartıda. yavaş ama yinede kilo verme devam ediyor. pms etkileri hisseiyorum. içimden erkek arkadaşımı terketme isteği geçiyor. çift gibi hissetmiyorum. eskiden fevrice terk ederdim şimdi aman konuşmam işte diyorum. daha sakinim.


 50. gün edit: 65,8 kg gördüm bugün tartıda regl öncesi dönemde şişmem su tutmam gereken dönemde bu rakamı görmek iyi. sevgiliyi terketmeme gerek kalmadı o sevgili olmadığımızı açıkladı. normalde sinirlenirdim ama kendimi özgür ve yeni olasılıklara açık hafiflemiş bulmak ve ayrılma gereği duymamak rahatlatıcı geldi. prozac çok güzel bir şeymiş. daha dengeli ve akıllı davranabiliyorum. hatta umursamaz üstelik güzelleşiyorum :)


 51.gün edit: 65,4 kg gayet mutlu hissediyorum. daha sakinim aklım başımda. odaklanabiliyorum işe güce. kilo verdikçe özgüvenim de artıyor eski bedenime dönmek bile iyileşme belirtisi benim için.

 52. gün edit: bu ara feci kaşınıyorum. köpekler gibi duvarlara sürtünmek istiyorum. kış etkkisi mi `prozac yan etkisi`mi olmadı `östrojen` etkisi mi bilemedim`. aloe vera` jeli sipariş ettim, `balık yağı` sipariş ettim bakalım.

 53.gün edit: kaşıntımın nedeni fıstık alerjisi imiş bugün tartıda 65,2 kg yu gördüm. doğum günümde (1 mart) 60 kg görmeyi hedefliyorum. fiziğim düzeldikçe ruh halimde düzeliyor :) yarın spora yeniden başlıyorum düzenli spor alışkanlığı edinip prozac ı yaza bırakma planım var.

 58. gün edit: tartıda 65,8 i gördüm çok da verememişim anlaşılan. regl bittiği halde sivilce çıkmak istiyor. bu ara libidomu test etme niyetim var orgazm olabiliyor muyum merak ediyorum.

 65.gün edit: bugün 66,4 kg yum haftasonu yiyerek 68 e kadar çıkmıştım. alkol almayı denedim ilk kez uyku kalitem düştü çölde kalmış deve gibi susadım. kafa yapmadı yada sarhoşluk hissetmedim o kadar çok içmedim zaten. ruh halim yüksek. cildim kötü giderek daha çok kuruyor hatta hiç sivvilce çıkmayan yüzümde sivilce çıkıyor. facebook a koyduğum fotoları görüp arkadaşlarım nasıl böyle kilo verdin saçların nasıl hızlı uzamış diyor. saçların sırrı `priorin` şampuan prozacla alakası yok. fiziksel değişime gelen tepkiler olumlu oldukça özgüvenim yükseliyor. hala spora başlamayı beceremedim. 

78. gün edit: pms etkisi artık hiç yaşamıyorum. psikolojik olarak yoksa vücudum su tutuyor ve bugün 66,6 kg yum yani bir aydır kilo vermedim son iki haftadır da kilo aldım. artık spora başlamam gerektiğinin farkındayım. ruh halim stabil ve pek bir şey takmıyorum. bu halimden hoşnutum. hatta ailedeki dengeleyici ve her şeyi kontrol eden insan havamada geri dönmüş haldeyim . bir haftadır cildim düzeldi. ya `ester c` kullanma etkisi yada iş yerinde ıhlamur kuşburnu demlemenin etkisi (hava nemleniyor olabilir, demlediğim çaya karanfil,zencefil,tarçın, ıhlamur kuşburnu ekliyorum onlardan birinin faydası da olabilir)


 79 gün edit . 67,5 kg ile huızla kilo alıyorum muhtemelen vücudum su tutuyor. ruh halim pamul gibi güya yarın regl olacam ama zerre kadar pms etkisi hissetmiyorum. prozac ile keşke daha erken tanışsaymışım.


 81. gün edit: regl olmaddım yine gecikecek sanki. bu sabah 66,4 kg yum ama bir kaç akşamdır çorba içtiğim için olabilir (bkz: vicdan çorbası)


 84. gün regl bir gün geçikti (26. gün oldu döngü 25 gün) 31 ocakta almayı unuttum ve tüm günüm ağlayarak geçti. tabi o arada tüm güne yayılan bir duygusal konuşmada yapmıştım. lakin almayınca ağladığımı düşündüm.bugün yani 1 şubat günü çok daha iyi hissediyorum. evde yapılması gereken ütü yemek bulaşık çamaşır ne varsa hepsini yaptım bir iki dizi izledim bakım yaptım. iyi hissediyorum. almayı unutmamak lazımmış. regl başlaması ile kilo da 66,0 düzeyine geri geldi. bu ay spora başlarsam iyi olacak.


 100. gün edit: mutluyum , çok uyuyorum, üzülüp takamıyor gülüyorum. mutluluğum bulaşıcı küsen babama geyik yapıp gülünce ben alıngan oldum diyerek düzeldi. deli gibi çikolatya tüketiyorum günde 80 gr ve hala 66 kg da durabiliyorum dün 65,9 idim hatta. spora hala başlamadım. daha az takıntılı daha mutlu bir insanım. cildim azcık düzelir gibi `duş yağı` nedir öğreniyorum.


 http://www.hepsiburada.com/liste/sebamed-shower-oil-vucut-yagi-200-ml/productDetails.aspx?productId=sgelseb38&categoryId=26012356


 102. gün edit: `huzur prozacta` :)) 125. gün edit : ruh halim çok daha iyi yeni şeyler öğrenebiliyorum, mutluyum, stresim az, cildim kurudu onu da duş yağları ile çözüyorum. bırakma zamanım geliyor bu arada spora başlamam lazım. `piyo` düşünüyorum. yani serotonin dengemi doğal yolla yükseltip prozac bırakma planım var. sigara bıraktığım için cildim daha güzel oldu kuru ama daha güzel garip ve çelişkili duruyor değil mi? daha nur yüzlü oldum diyelim.


 139.gün edit: cilt kuruluğum prozac ın yan etkisi ph düzeyini sabit tutmak için la roche posay ın lipikar duş yağı kullanıp üstünede yüzüme vücuduma kuşburnu yağı sürmeye başladım. `kuşburnu yağı` `kuru yağ` kıvamında anında emiliyor vücut tarafından cilde de iyi geliyor. gözaltı kırışıklarına bile sürülebilen faydalı bir yağ imiş. prozac ile yeni bir şey öğrendim soğuk sıkım yağların cilde faydasını. ruh halim mutlu, flörtöz. kilo 66,6 seviyesinde tabi her sabah damak yemesem verebilirdim ama yiyorum :)) artık prozac bırakma zamanım geliyor bakalım bırakma süreci nasıl geçecek. artık `aseksüel`im.

 16/04/2015 edit : son bir haftadır şurup versiyonuna geçip dozu düşürmüştüm. bugün ilk defa almadım. saati geçti diye mi bilmem hafif başım ağrıyor. cildimi yeniden toparlamak istiyorum. anti depresanlar cildi hızlı yaşlandırıyor.

 o yüzden devamlı hayatımızda kalması zor.
 tüm cinsel isteğim öldü. ne kızlara ne erkeklere asılabiliyorum.

cildim feci kurudu duş yağlarını öğrendim gece yüzüme pişik kremi sürüp uyudum.

 cilt incelip hassaslaşıyor.

 bırakma sürecim zor olmasın diye krill yağı ekledim. bugün regl olmayı bekliyorum. regl sonrasıda hayatıma yenden sporu ekliyorum. böylece serotonin doğal yoldan yüksek kalacak.

 prozac hayatımı kurtardı. bu süreçte kilo verdim, sigarayı bıraktım, mutlu ve neşeli bir insan oldum. cildim kurudu, hızlı yaşlandım. bırakınca cildimin eski haline döneceğini umuyorum. kendimi tanıdım yardım almak gerektiğinde zayıflık olarak görmemek yardım alabilmek önemli imiş. 


29/04/2015 edit: dün patrona bağırdım haketmişti ama prozac bırakma etkisi mi bilmiyorum. prozac a başlarken hızla kilo veriyordum 71 kg ya kadar çıktım az dikkat ederek 68,8 gördüm bu sabah tartıda. sanırım vücut kuruyormuş kaybettiğim şey kilo değil su imiş. cildim toparlanıyor. henüz eski haline dönemedi ama nispeten daha iyi durumda. dün spor olarak işten eve yürüdüm yaklaşık 4500 adım. serotonin yükseltmek için hareket etmeye başladım.

 30/04/2015 edit: biraz mal biraz pms de gibiyim daha çabuk alınabilir haldeyim bugün daha zor yarın annemin ölüm yıldönümü. annesiz iki sene geçmiş... bu sabah 67,8kg gördüm tartıda. sanırım vücut su tutmuş.

 11/05/2015: regle bir kaç gün kilo kala tartıda 70,1 kg yu gördüm. şişmeye devam (tabi gece 3 tane magnum yememle alakası olabilir) pms etkilerini hissetmiyorum.

 23/05/2015 pms sonrası 71 kg yum 72 ye kadar çıkmıştım su atıyorum bu arada `matofin`e başladım. cildim çok güzel oldu gece sürdüğüm yağ karışımı (`kuşburnu yağı`, `avokado yağı`,`cadı fındığı yağı`, `emu yağı` , `üzüm çekirdeği yağı`,`badem yağı`, `yasemin yağı`, `hindistan cevizi yağı` ) ve `sudocrem` etkiside var ama asıl prozacsız hayatın etkisi.

 PROZAC'I BÜNYE YAKLAŞIK 85 GÜNDE VÜCUTTAN TAMAMEN ATIYOR. BU SÜREÇTE DÜZENLİ SPOR RUH HALİ DENGESİ İÇİN ELZEM.


01/04/2016 : bugün 76 kiloyum prozac ı bıraktıktan sonra yine başladım. Bu defa yılbaşında bıraktım. Eve koşu bandı aldım, yüzme dersi almaya başladım. İnsülin tiroid gibi değerlerime baktırdım. Bir sorun yok çok yiyormuşum.

Depresyonu olan insan için prozac  güzel bir ilaç olsa bile her ilaç gibi yan etkileri var.  Yılbaşında 70kg iken bırakınca 78 kg ya kadar çıktım.  bir şekilde hormonlar değişiyor sanırım.

Son olarak doktor kontrolü olmadan hiç bir ilacı kullanmayın.Yan etkilerinin ne olacağını bilemezsiniz.

1 Mart 2011 Salı

BALIK ÇORBASI



EN SEVDİĞİ YAZARIN KİTABININ İÇİNDE İSMİNİZİN YAZMASI, HAYATTA KAÇ KERE BİR İNSANIN BAŞINA GELEBİLİR ACABA ?

Çok şanslıyım ki elma yayınevi sayesinde, en sevdiğim, kadın yazarın, kitabının yayın danışmanı olma şerefine nail oldum. Ursula k. le Guin 'in Fish Soup adlı eseri ,Kemal Atakay türkçeye kazandırdı. Resimleyen ise Vicdan İleri. Vicdan İleri öyle güzel iş çıkarmış ki ingilizce baskısında kullanılan resimlerden çok daha güzel, renkli.

İngilizce baskısının elime geçmesini sağlayan, ekşi sözlük yazarlarından biri olan, cakabo'ya buradan teşekkürü borç bilirim. Aldığım en güzel hediyelerden biri idi.





--- spoiler ---
Mohalı düşünen adam isimli bir adam vardı; maholu yazan kadın isimli de bir kadın. İkisi arkadaştılar.

Birkaç günde bir, adam düşünmekten yorulur ve kendi kendine “yazan kadın’ı ziyarete gideceğim” derdi. Nehrin üzerindeki köprüyü geçer, tepelerin arasından ilerleyen yolda yürümeye koyulur ve sonunda kadının dağınık evine ulaşırdı: farelerin havada uçuştuğu ve kedilerin her köşeye yastıklar kadar büyük tüy yumakları yığdığı bir evdi burası. Adam kapıyı çaldığında kadın yazısına ara verip seslenirdi: “buyurun!” kadın çorba tenceresine bakar, içinde çorba olmasını umut ederdi. Bazen tencerede fare olurdu. Tencerenin içinde fare varsa, kadın fareler uçup gidinceye kadar “kışş!” derdi. Çorba varsa, ısıtmak için tencereyi ocağa koyardı. çorba ısınırken, kadın kitapları masanın bir köşesine iterdi. sonra iki arkadaş oturup çorba içer, konuşur, yanlarından geçen farelere kaşık sallarlardı. sonrasında adam, ineğine yemek vermesi gerektiği için moha’daki evine doğru yol alırdı.

Bir iki gün sonra, kadın kitap yazmaktan, sayfaları dikip güzel renkli kapaklarla ciltlemekten sıkılırdı. İşi bırakır, mohalı düşünen adam’ı ziyaret etmek için ormanların içinden ve tepelerin üstünden uzayıp giden yolda yürümeye başlardı. Adamın evi derli toplu ve temizdi, ne kedi vardı, ne fare. Yalnızca bahçede yaşlı bir inek vardı, o da temiz, yaşlı bir inekti. Kadın adamı masasında ya da bahçesinde düşünürken bulurdu. birlikte adamın düzenli mutfağına giderlerdi. Kadın adamın patatesleri ezmesini, yeşil bezelyelere tereyağı sürmesini ve balığı yalnızca bu malzemeyle kızartmasını seyrederdi. Sonra birlikte ışıltılı masaya oturup yemek yer, konuşur, uçan düşüncelere çatal sallarlardı. ardından kadın, yemek vereceği kedileri olduğu için maho’ya evine doğru yol alırdı.

Bir gün ikisi, adamın ışıltılı masasında oturmuş, onun yaptığı karamelli pudingi yerken, düşünen adam: “düşünüyorum da” dedi.

“Evet”, dedi kadın.

“Düşünüyorum da, bir çocuğumuz olsa güzel olurdu.” dedi adam.

“Nedenmiş?” diye sordu kadın.

Adam bir süre düşündükten sonra, şöyle dedi: “biz meşgul olduğumuzda, çocuğumuz evlerimiz arasında gider gelir, mesajlarımızı birbirimize ulaştırırdı”.

“Benim sana söyleyecek bir şeyim olduğunda gelip kendim söylerim” dedi kadın.

Ama bu düşünce adamın zihninde yer etmişti ve bir türlü kurtulamıyordu. “bir çocuk”, dedi adam, “karamelli pudingi bitirebilirdi”.

“Ben de bitirebilirim” dedi kadın, bitirdi de.

Adam dalıp gitmişti. aklı, bir kız çocuğunun koşarken elbisesinin dalgalanmasında, ayaklarındaki ışıltıdaydı.

“Bu güzel yemek için sağ ol” dedi kadın. “bulaşıkları yıkamana yardım edeyim mi?” diye sormadı, çünkü biliyordu: adam onun bulaşık yıkama tarzından hoşlanmıyor, bulaşıkları kendisi yıkamayı tercih ediyordu. Kadın adamın düşünmekte olduğunu gördü, o yüzden iyi günler dileyip gitti.

--- spoiler ---

12 Şubat 2011 Cumartesi

LOVE AND OTHER DRUGS



Eğer medyayı yakından takip ediyorsanız, siz de benim gibi Entertainment Weekly kapağına şaşırmışsınızdır. Anne Hathaway genellikle cici kızı oynardı.Soyunacağını beklemezsiniz. Sanırım şimdiye kadar ki en iyi oyunculuğunu love and other drugs filminde gösterdi.



Jake Gyllenhaal ve Anne HathawayEd Zwick‘in dram-comedi filmi “Love And Other Drugs” da uzun zamanı çıplak geçirdiler. Jamie Reidy‘nin “Hard Sell: The Evolution of a Viagra Salesman” kitabından uyarlanan “Love And Other Drugs” filmin de Zwick bize 90'lardaki ilaç sektörüne dair bir hikaye anlatıyor.

Hathaway , Maggie rolü ile cinsel iştahı kabarık, özgür ruhlu kadını canlandırırken, Jake Gyllenhaal ise Jamie adında , kendini beğenmiş, özgüveni yüksek Pfizer satıcısnı canlandırıyor. Jamie'nin dünyası ikiden fazla kere ters köşe yapmış, sonra da güzel Maggie ile karşılaşmış ki hatun parkinsonun ilk aşamasında . Sonrasında Magie 'ye çok fena abayı yakıyor.

Başlangıçta,her iki tarafında, spor olsun diye, sevişme amacı varken, ilişki ilerledikçe her iki taraf da aşık oluyor.





Anne Hathaway 'i ikna etmek biraz güç olmuş. Balum her zaman sevimli karakterler oynuyordu. Bir yanı bu rolü almayı delice istemiş bir yanı da çekinmiş.Jake Gyllenhaal ise senaryonun ilk 10 sayfasını okuduktan sonra bu işe varım demiş. Senaryoyu bitirdiğinde ise ağlıyormuş.

5 Kasım 2010 Cuma

VIRGINIA WOOLF: GÖRÜNMEYENİN YAZARI




Bugün çok mutlu olduğum bir gün.Bundan tam bir yıl önce (Kasım 2009) Elma yayınevinin yayın danışmanları arasına katıldım. Bana çocuk kitapları serisine başlayacaklarından bahsetmişlerdi. Çocuk gelişimi uzmanı olarak çocuk kitaplarını okuyup değerlendirmem isteniyordu.

Bugün yeni kitap basılmış olarak elime geçti. Çocuklara özellikle de kız çocuklarına okutulmasını istediğim bir kitap. Kütüphanemin en nadide eserlerinden Kendine ait bir oda 'nın yazarı Virginia Woolf'un hayatını anlatıyor çocuklara bu yeni kitap.



Virginia konuşmaya üç yaşında başladı, acaba ilk söylediği söz neydi?

Babasının hazinesinde neler vardı?

Sessiz sözleri nasıl yakalıyordu?

Virginia ne yaptı da bir çok kadına örnek oldu?

Gizli sözler konuşabilir mi?





İngiliz yazar Virginia Woolf'un yaşamı bu kez sizimn için kaleme alındı. Tüm engellere rağmen kitap okumak ve yazmak,virginia için bir tutkuydu. Çocukluğunın renkli dünyasının size fısıldadıkları eşliğinde yol alırken tüm kalbinizle istediğinizde neler başarabileceğinizi görecek, yolunu kaybetmiş gizli sözleri keşfedeceksiniz.

19 Ekim 2010 Salı

Mide yoluyla felsefeye nüfuz etmek mümkün mü?


Can Yayınları’nın büyük ilgi gören Kırkmerak dizisinden yine dikkat çekici bir kitap, Filozofların Karnı. Gelmiş geçmiş en ünlü felsefecilerin düşüncelerini, tam da onların en sevdikleri yemekler üzerinden benzersiz bir üslupla anlatıyor okura. Aykırı bir yazardan, aykırı bir fikir ve aykırı bir kitap kısacası… Karnın ve beynin mükemmel birlikteliği, herkes için yazılmış şen bir bilgi kaynağına dönüşüveriyor.


Michel Onfray’in sınır tanımaz kaleminin ardından alternatif bir felsefe yolculuğuna çıkarıyorsunuz Filozofların Karnı’nda. Zeki, komik, etkileyici yaklaşımıyla Michel Onfray yalnızca felsefenin değil, edebiyatın da sınırlarını zorluyor. Fransa’nın son yıllarda dünya çapında parlayan filozofu Michel Onfray, Filozofların Karnı adlı bu eğlenceli yapıtında, felsefeye damgasını vurmuş filozoflara yiyeceklerle olan ilişkileri üzerinden yaklaşıyor. Düşünürleri büyük bir ziyafet sofrasına oturtuyor ve yemek yeme alışkanlıklarını, söylemleriyle eylemleri arasındaki farklılıkları sayfalara taşıyarak inanılmaz eğlenceli bir okuma şöleni yaratıyor. Filozofların beslenme alışkanlıklarının felsefelerini, düşüncelerini, yapıtlarını ve hatta yaşamlarını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.



Kant, Nietzsche, Marinetti ve Sade hangi yemekleri severlerdi ve bu yemekler onları nasıl etkiledi? Çiğ ahtapot yemeyi sevmese Diogenes uygarlığa düşman olur muydu? Rousseau sürekli süt ürünleri yemek zorunda olmasa azla yetinmeye bunca methiye düzer miydi? Kabuslarında devamlı yengeçler gören Sartre, hayat boyu kabuklulardan tiksinmesinin bedelini ödemedi mi?



Onfray kışkırtıcı ve eğlenceli sorular sormaktan da geri kalmıyor: Acaba zihnimiz kadar midemiz de düşünür mü? Tarihimizi, özellikle düşünce tarihimizi hakkını yediğimiz midemizle bir kez daha düşünmek yararlı olmaz mı? Filozofların Karnı, felsefeye bambaşka bir tat katıyor, felsefeden korkanlar içinse lezzetli bir başlangıç sunuyor. Belki de Marx’ın önermesi doğrulanıyor böylece: İnsan ne yerse odur!

FİLOZOFLARIN KARNI

Yazar: Michel Onfray

Tür: Kırkmerak

Çeviri: Aykut Derman

Sayfa sayısı: 160

Fiyatı: 12 TL

Yayın tarihi: 19 Ekim 2010

Kadın Patron Olduğunda

Efsanevi mucit, “ kadınlar tarafından yeni çalışma alanlarının edinilmesi ” ve “ kademeli olarak liderlik gaspı ” nı öngörüyor. Mühendis, fi...